10 Mayıs 2009 Pazar

Onun için mi ağladım yoksa kendim için mi bilmiyorum...

HATIRAM OLSUN

Arada bir çalan, ev telefonumun canhıraş sesi, beni derin uykumdan uyandırdı. Arayan, 'Yeni sevgili'. Biraz sitemli biraz canımlı-cicimli konuşmadan sonra telefonu kapattım. Her yer dandini. Bir an önce işbaşı yapmam lazım . Son iki hafta, arka arkaya yaptığım seyahatlerden sonra ev iyice dağılmış.

Önce güzel bir kahvaltı yaptım, sonra bir iki satır bir şeyler yazdım. Çalışma odasından toparlamaya başladım. Ortalıkta kitaplar, gazeteler, cdler, öte tarafta elişi malzemeleri … Ne çok ilgilendiğim alan varmış. Bir o kadar da malzeme. Oysa, şöyle içi sade döşenmiş, fazla eşyanın olmadığı bir evim olmasını ne çok isterdim. Bu gidişle hiç olmayacak çünkü içi boş evde ben ne yapacağım, kurcalamam gereken bir şeylerim olmalı.

Neyse, koridordaki ayakkabı ve terlikleri de toparladım mı süpürme işlemine başlayabilirim. Ayakkabılıkta tıka basa dolu , dolaba artık bir şey sığmıyor. İnadına son kalan terlikleri de sıkıştırmaya çalışıyorum. Yok, olmuyor. Arkadakileri düzenlemeye çalışıyorum, elime bir erkek terliği geliyor. Sonra diğer tekini de alıyorum ama bunlar kimindi, niye buradaydı hatırlayamıyorum. Hafızamı biraz daha zorluyorum. İçim birden bir tuhaf oluyor, kusacak gibi oluyorum. Sol koluma garip bir sancı giriyor. Evet şimdi hatırlıyorum…

Dört yıl önceydi, interneti yeni bağlatmıştım. Sürekli oyun oynuyordum. Oyun sırasında kişilerle muhabbet de ediyorduk. Kendisinin tiyatro oyuncusu (Adı sanı pek bilinmeyen) olduğunu söyleyen biriyle tanıştım. Tabi ki söylenenleri fazla dikkate almamam gerektiğinin bilincindeydim. Bir süre sonra sohbetlerimiz arttı, ona duygusal olarak bağlanmaya başladım. Bir gün, beni görmek için bulunduğum yere geleceğini söyledi. Bu beni çok sevindirdi. Merakla onu beklemeye başladım. Bu terliği de ona hediye olarak almıştım. Aklıma hediye olarak başka bir şey gelmemişti o zaman. Aradan fazlaca gün geçtiği halde, nedense ondan hala ses yoktu... Bir gün yine beni arayarak, arabasıyla bana gelirken bir kaza yaptığını, o yüzden gelemediğini, hastane masraflarını ödeyebilmesi için paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de kötü bir şey şey düşünmeden, hemen kredi çekip, söylediği banka hesabına yatırdım.

Sonraki günler ondan bir haber bekledim ama gelmedi. Telefonları da cevap vermiyordu. Benim için inanması zor da olsa bir oyuna geldiğimi anladım. Gerekli yerlere başvurdum ama bir sonuç elde edemedim. Çünkü elimde, ona ait hiçbir kesin bilgi yoktu. Bir süre bu olayın etkisinden çıkamadım. Günlerce aldığım o terliğe sarılıp ağladım. Onun için mi ağladım yoksa kendim için mi bilmiyorum.

Zamanla gözyaşlarım kurudu. Bir sabah işe giderken burnuma hoş çiçek kokuları geldi, güzel havayı hücrelerime kadar çektim. Artık bahar gelmişti, her taraf rengarenkti. Olan olmuştu, en önemlisi benim hayatımın devam etmesiydi. Ayakkabılığın önünde, elimde terlikler bir süre daha öylece kaldım. Sonra aniden balkona gidip terlikleri dışarı fırlattım. Daha yapılacak çok işim var çünkü, bunlarla oyalanmamalıyım.




10.05.2009

2 yorum:

DraMelo dedi ki...

bazen karşına geçer hayat, yeter oyalandığın, artık gidiyoruz der. =)

Adsız dedi ki...

aynısı bana da oldu, bile bile kandım, ben mi salaktım o mu sonradan meydana çıktı ama geç oldu