16 Mayıs 2009 Cumartesi

ÇOCUK, NE YAPTIN SEN ÖYLE ?


Hey çocuk! Nereye ? Böyle aniden gidemezsin. Nerden çıktı şimdi bu bayılma ? Ne güzel eğlenecektin bugün arkadaşlarınla ...Selvi gibi boyun varmış, saçlarında uzun. Kim bilir, kaç kişinin yüreğini yaktı o zeytin gözler. Hadi nefes al, zorla biraz kendini. Yoksa yaşamaya takatin yok mu? Belki, henüz ölmüş babanın acısı dağladı genç ve yorgun yüreğini. Belki de anacığın düştü aklına anneler gününde, onun yanında güvenli kollarında olmak istedin.

Hey, sana diyorum, duymuyor musun beni? Böyle gidemezsin diyorum. Sorgusuz sualsiz, bir hatır almadan. Bir an için de olsa aç gözlerini. Son bir bakışla bak ve bir ışık ver bize. Hani, umutların vardı senin? Hani, kız arkadaşından hiç ayrılmayacaktın? Yok, böyle yalancılık olmaz. Sözünde durman, ölüme biraz daha direnmen lazım.

Ne yapayım senin için, söyle? Keşke her şeyi yapabilsem. Elimde bir güç olsa ve seni bu hayatta biraz daha tutabilsem. Gitme, gitme çocuk… Herkes gibi sende bu hayatı hak ediyorsun ve yaşamalısın. Son gününe kadar yaşamalısın. Keşke Tanrı olsaydım, o zaman hiç kimsenin gitmesine izin vermezdim.

Tanrım, nerdesin, şimdi nerdesin? Lütfen bir şeyler yap. Ne olur, onu alma, alma… Bırak, birkaç bahar daha görsün, yağmurlarda ıslansın, sevdiği ile gökkuşağını izlesin, annesinin dizinde uyuya kalsın. Yalvarırım sana, onu alma! Çocuk! Gel buraya, lütfen gel. Geçme o tarafa. O tarafta sana göre bir şey yok. Sen buraya, bu dünyaya aitsin… Çocuk, ne yaptın sen?! Neden gittin? Neden, neden?

11.05.2009
fethiye değer

Hiç yorum yok: