2 Haziran 2009 Salı

Bumerang


Önce sen attın sanmıştım…
Sert bir rüzgarla döne döne geliyordu üstüme.
Yüzüme çarpacağını geç de olsa farkettim.
Ellerimle yüzümü siper etmeyi düşünemedim bile.
Tam kafamı çevirirken, burnuma değdi geçti…
Yere düştü bumerang.
Ayaklarımın ucuna.

Ellerimi çıkardım saklandığı yerden burnuma götürdüm
Burnum kanıyordu.

Sonra sana baktım yeniden, sen yoktun.
Aynadan yansıyan sen; bir başka “ben” miş meğer.

Bumerangı atan, asıl benim ellerimmiş…
Nasıl da unutup kapıldım rüzgarına…
Kötülük girdabına nasıl çektim kendi elimle kendimi…

Sağ elimle atıyorum.
O bana hep soldan geliyor.
Aniden…
Döne döne…
Bir bıçak gibi.
İçime… içime…

Korkmamalıyım.
Korkutulmamalı…
Düşmemeliyim.
Düşürülmemeli…

Cesaretlenip tutsa ya hadi beni ellerim.

Ellerim nerdesin?
Söyle, bumerangı atan sen değil misin?
Benim meçhul katilim.

Hiç yorum yok: