4 Ekim 2008 Cumartesi

SU


Şimdi sana bakınca sanki çok yakında olup bitti her şey.
Ve düşününce aslında ne kadar uzakta kaldım olan bitenden.

Midem bulanıyor galiba kusacağım.

Biri camları açsın ne olur ben mıhlanıp kaldım sanki
Kayboldum demeye dilim varmıyor ama neredesin deseler
Verecek cevabım yok

Hava hızla kararıyor göremiyorum önümü
İstemeden düşüyorum olduğum yere
Bir ince çığlık en uzaktan gelip
En uzağa gidiyor
Sen orda bir yerdesin, duruyorsun
1 saniyeliğine duyuyorsun onu
Ama ben geldiğinden gittiğine hep yanındayım
Ve geçen yine sen geldiğinde aklıma
Yemin üstüne yemin ettim belki bininci kez
O günden beri dinmedi içimde çığlık
Senin yokluğun da aratmadı varlığını bana

Zor şimdi kendime hakim olmak, elime koluma
Hepsi özerk olmuşlar başıma
Parmaklarımı batırasım var gözlerime
Bunu mu istemiştin sen bana bakma derken?
Bu his evsizlik, duvarsız kocaman boşlukta
Yalnızlıktan da beter ya bir anda kaldırınca başını karşında bulursun
Bu his bensizlik sanki
Başka biri gibi bir anda yabancı olursun
Bu sanki ailesizlik gibi kimse yoktur duvarlara bakarsın ağlarken
Kime anlatayım seni diye bu sensizlikte

Ayıp çok, hiç yakışmıyor hanım kişiye
Ağız dolusu saydırasım var sana
Ve nasıl değişirim sen iyi bilirsin

Hiç yakışmadı bunlar şimdi anlatacağım şeylere

Zorla kalkıyorum ayağa
Önüm arkam sağım solum belli değil ama olsun bir adım
İleriye attığımı umuyorum ama bilemem ben tabii yine

Ayağımın altından bile çığlıklar yükseliyor sanki
Biri açmış bunların sesini
Bunu da yapan sen misin
Sıcak giderek artıyor mu bana mı öyle geliyor
Bir su sesi duymak istiyor canım belki az rahatlatır
Biraz daha yürüsem bir ileri kaç geri belki varırım bir yere
Sanki bir taraftan ışık geliyor ama bilemem ki nereden
Sağım solum diyemeyince sakat kalıyormuş insan meğer
Ruyamda terlemişim de uyanmışım gibi anne desem
Yukarı çıkıp bir su verir mi bana
Anne sesim uzamıyor zamanda o çığlıklar gibi
Bana bile erişmiyor benden giden ses
Yokmuş bunun çaresi

Peki
O zaman
Tamam
Uzlaşma cümlelerine geldi sıra
Başa çıkamayınca zorluklarla

Oturuyorum olduğum yere
Bir ağaca yaslıyorum sırtımı
Ya bayılıp kalacağım ya da numara yapacağım
İyi sayılırım kendimi kandırmakta o zaman
Büyükçe bir taş alıyorum elime
Suymuş o hayat suyuymuş ben
Kana kana içiyorum
Sakinleşiyorum
Hepsini bitirmiyorum ki tek seferde
Daha sonra da susarsam kalsın diye
Sıcak git gide artıyor da lanet olası
Karanlık daha ne kadar kararabilir
Ellerim kararıyor saçlarım kararıyor
Kayboldum demeye dilim varmıyor ama neredesin deseler
Verecek cevabım yok

Gözlerim kapkara oluyor ama açık tuttuğumdan eminim onları
Herkes ışık arıyor burada sanki ben bilmiyorum
Yalnız hissettirmeye çalışıp beni sucluyorlar sonra
Kimlerle karşılaştım bana yine de anlatmak güç.
Neler neler vardı aklımda tek bir kelimesini değişsem başkasıyla
Herkes aşık oluyor şeffaf arkadaşım sana tüm diyebileceğim
Ben olmayınca suç oluyor.


*belki devam eder...
belki de etmez.





Hiç yorum yok: